22 Mart 2010 Pazartesi

Korkaklar Asla Kazanamaz...

Korku ; Ruh Bilimleri Sözlüğü’nde “Gerçek ya da beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, yürek ve solunum hızlanması gibi belirtileri olan, ya da daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu.” Olarak ifade edilmiştir.

İlk dikkatimizi çekmesi gereken şey şudur ki : “Korku bir duygudur”. Korkarsınız ve bu duygu karşısında harekete geçersiniz.

Korkular hakkında en basit 2 temel ayrım yapılabilir.

1-Fiili Korkular. ( Gerçek ve İşe yarar korkular):

Nedir efendim bu korkular ? Biri bıçak çeker, araba da biri önüne çıkar, deprem olur korkarsın. Adrenalin seviyen yükselir. Bu adrenalin senin daha iyi mücadele etmeni sağlar.

Bizim bu korku ile işimiz yok. Bize faydası olan bir korkudur. Kavgadan falan da korur. Bizi esas ilgilendiren 2. tür korkudur.

2- Manevi Korkular ( Dikkat edilmesi gerekir ) :

Kişisel gelişim, başarı ve mutluluğun önündeki en büyük engel olan korku gurubudur. Korku bir duygudur ve insan duygularını kontrol etmeyi öğrenmelidir. Ehliyet sınavına giren bir insan neden korkar ki? Kullanıyorsan bu arabayı korkma, polisten neden korkarsın ki suçlu değilsen. Bir kızın yanına gidip tanışacaksın ama ya terslerse, terslese ne olacak ki? Rezil olmak mı ? kime?

Kendine saygın varsa senin, kendinin ne olduğunu biliyorsan zaten korkacak bir şeyin kalmamıştır.

Korkular insan hayatını yönlendirir. “Yeniden insan insana” kitabında okuduğum 2 hikaye aklıma geldi. Birinci hikayede iki kız kardeş köpek ısıracak diye korkularını öyle büyütmüşlerdi ki evden çıkmıyorlardı neredeyse. Bir gün evden çıkıp hemen taksiye binmek isterken köpek tarafından ısırılmışlardı. Diğer hikayede ise soğutma vagonu tamircisi soğutma vagonunda kilitli kalıp donarak ölmüştü, işin en ilginç yanı ise soğutma vagonu bozuk olduğu için çalışmıyordu. Yani soğuk olmayan bir yerde korkusundan sıcak yerde vücudunu dondurmayı başarmıştı zavallı adamcağız.

Korkular bizim harekete geçmemizi engeller. Genç yaşlarda insan birinden hoşlandığını bile söylemeye korkar. İlk gençlik dönemlerinde ben de birinden hoşlanmıştım ama karşılık alamamıştım. Söylediğimde benimle dalga geçeceklerini biliyordum ama umurumda değildi. Sevmiştim ben yaa.. gece yatağıma yatar onu hayal ederdim. Tamam belki elini tutamamış belki beline sarılamamış olabilirdim ama seviyordum onu sevgime de engel yoktu ya..

O sıralarda “Orhan Veli” ile ahbaplığım vardı. Bir şiiri geldi aklıma..

Yatağım

Ben ki her akşam yatağımda
Onu düşünüyorum.
Onu sevdiğim müddetçe
Yatağımı da seveceğim....

Evet onu da yatağımı da seviyordum. Korkmadan söyledim sevgimi kalabalık bir ortamda. Dalga geçmeye başladılar benimle. “durun” dedim “ dinleyin..dalga geçiyorsunuz ama size bir soru. Ben sevdim, kalbim onun için attı. Gece yatağımda onu düşündüm. Sevdim ulan sevdim. Karşılık almak başka sevmek başka şimdi size soruyorum sevmekle mi dalga geçiyosunuz”

Way beee.. belki de açtığım en eski serilerden biri idi ama ortamdaki kızların bana bakışları değişmişti. Bir anda haklı demeye başladılar. O gün bugündür korkmadan söyledim sevgimi karşılık alsam da almasam da. Kötü bir şey yapmıyorum ki, suç işlemiyorum ki , neden korkayım..

Eğer doğru bir şey yapıyorsanız korkmanız için bir neden yok. Bir kadına gidip taciz etmeden her şeyi yapmak caizdir. Yeter ki meselenin içinde taciz olmasın.

“Korkunun kendisinden başka korkulacak bir şey yoktur”

ve unutmayın dostlar insanlar yeteneklerini inkar etmeye meyillidir; çünkü var olduğunu söylersek onların kullanmak ve ispat etmek zorunda kalırız. İspat edememe korkusu yanında rezil olma korkusunu getirir. Bir çok insan bütün hayatları boyunca bir şeylerden korktukları için istediklerine ulaşmaz.

Terk edilmekten korkan erkek ezdirir kendisini. Kılıbık olur. Korktukça işler berbat olur. Cesaret karşısında gelecek tepkilerden kaçmak “ rahatlık alanı” içinde sefilce oturmaktır ama asla bir bok olmazsın.

Mustafa Kemal Paşa korkak olsaydı bunlar asla olmazdı. Hayat cesurları sever. Ve hayattaki en büyük risk; risk almamaktır.

KORKULARINIZLA YÜZLEŞİN…

Saygılarımla…

JoKeR – 19.03.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder