30 Mart 2010 Salı

Gereksiz Kapris ve Trip Yapan Hatuna Nasıl Davranılır?



Bir arkadaşım markete kadar gitmişti

Telefon edip “bana sigara al” dedim.

Unutmuş..

Joker başladı vıdılamaya . “Senden 40 yılda bir bişi istedim . Onu da unuttun işte. Demek ki senin bana verdiğin değer bu kadar, beni sevmiyorsun, değer de vermiyorsun”

“yaa bi git abi bana karı tribi yapma” dedi...

ama adam sigara almamış bana yaa

“iİk defa bişi istedim bu kadar mıydı bana verdiği değer yaa

oysa ben ona saçımı süpürge ediyorum.Götü boklu ıslak kukulu 3 sınıf karılar istese unutmazdın ama dimi” - “yapma böle unuttum işte” dedi

vermiyor işte değer vermiyor,bencil kendini düşünen,menfaatçi bi herif.

( Hakikaten bu kadınlar inanılmaz - Bir sigara almayı unuttuğu için aynı yazdıklarım gibi dünyanın hakaretini yeme ihtimalin mevcut)

EVET KONU BU

Gereksiz Kapris ve Trip Yapan Hatuna Nasıl Davranılır?

Unuttun demek ki bana değer vermiyor önemsemiyorsun sevmiyorsun kaprislerine karşı duruş ne olmalı?

Bu davranış tarzına karşı duruş 3 aşamalıdır

1.Aşama: Mantıksal Açıklama

Her normal erkek gibi hadisenin mantıksal olarak açıklanmasıdır.

Unutulmanın sebebi ve unutmanın normal olduğu mantıklıca açıklanır.

**Lakin bu mantıksal açıklamalarımız kadın tarafından kabul edilmeyecektir**

Direk 2. aşamaya geçilir..,

2.Aşama:Kapris Çekme ve İlgi

“Yapma hayatım olur mu? sen benim için her şeyden önemlisin bunun onunla ne alakası var elbette seni çok seviyorum, çok değer veriyorum, çok değerlisin” şeklinde top orta sahada döndürülür.

**elbetteki hatun kişiye bu da kafi gelmeyecek ve sınırları zorlayacaktır**

3.Aşama: ALFA AYARI

Ceza Sahasına Giriş , tavır sertleştirilir..bakışlar keskinleşir, ses geriye alınır daha tok bir sesle, kadına keskin beden dili ile ayar verilir

“Uzattın ama unuttuk işte, açıkladık anlamdın , değerli olduğunu da söyledik şeklinde izahat ve azar karışımı ayar verilir..

**genelde adam olurlar bu aşamada**

yine de adam olmazsa

3 aşamanın ikinci bölümüne geçilir

“Sikerim seni de sigaranı da ineydin de alaydın aq ben senin kuryen miyim? kapıcın mıyım? gıcıklığına almadım, var mı aq ,sus çıldırtma” diye bağırılır.

kadın “beni sevmiyorsun” diyerek ağlama tribi ile son saldırısını yapar

Siklenmez, televizyon açılır, bilgisayara dönülür. 15-20 dakika içinde kendine gelecek

ve hiç bir şey olmamış gibi “çay içer misin?” ya da “Bu akşam şuraya gidelim mi?” diyecektir.

İşte kadınlar böyledir.

Saygılarımla…

JoKeR – 30.03.2010

29 Mart 2010 Pazartesi

Kanca Noktası



Kanca Noktası: Bir kadının veya grubun, yeni tanıştıkları bir erkeğin arkadaşlığından hoşlanmaya başladığı ve yanlarından ayrılmasını istemedikleri an olarak tanımlar Neil Strauss

Kanca noktası karşı cinsle iletişim anlamında önemli bir yer teşkil etmektedir. Biraz daha açıklayalım.

Bu bir baraj ya da çıtadır aslında. Kavramın adını koymasak ta ne olduğu hakkında aslında hepimizin bilgisi vardır.

Bir iletişimde belli bir seviyeye gelene kadar saygılı ve ölçülü olmak zorundasınızdır. Kanca noktasını ben 2 aşamalı olarak görüyorum.

Küçük Kanca ( Sosyal Kanca): Neil Strauss’un bahsettiği andır. Artık seni sosyal olarak kabullenmişler , aralarında istiyorlardır. Ortamlarında olmandan hoşlanırlar. Bu noktadan itibaren erkeklere ve kadınlara karşı daha cıvık şakalar yapabilirsiniz. “ ne diyon lan sen” etkisi yerine gülmeler başlar. Küçük kancayı geçmeden kadınlara fazla iltifat etmemek gerekir. Sosyal kabul noktasından sonra da abartmadan bölgesel iltifatlar yapılması uygun olacaktır. “Çok etkileyicisin” ya da “çok güzelsin” bu dönemde yanlış olacaktır. Küçük kancadan sonra. “saçların çok güzel olmuş” “ güzel gülüyorsun” gibi belli bir bölgeye odaklı iltifatlar makul görünür ve büyük kancaya doğru hızınızı arttırır.

Büyük Kanca ( Duygusal Kanca): Özellikle bir kadının yanından ayrılmanızı istemediği gibi artık sizin yanınızda olmayı istediği andır. Kendisine dokunmanıza aldırmaz, aksine bundan hoşlanır. Her türlü espriyi kaldırır. Sizinle ilgilenir. Duygusal yönden bir bağlılık olmaya başlar. Siz onu aramadan o sizi aramaya başlamıştır. Bu noktadan sonra duygusal güzel mesajlar çekilebilir, telefon konuşmalarında canım cicim tarzı konuşmalar artırılabilir. İlk karşılaşmalarda sıkı sıkı sarılınabilir. “seni çok beğeniyorum” “sana bayılıyorum” “ çok güzelsin” “aklımı başımdan alıyorsun” gibi cümleler kurulması uygun olacaktır.

Duygusal bağı yaratmak ve kuvvetlendirme işlerine büyük kancayı geçmeden önce başlanmamalıdır. İlk baştaki keyif veren Sevimli Piç küçük kancadan sonra yavaş yavaş duygusal efendi modelini göstermeye başlar. Büyük kanca geçildikten sonra da duygusal özel bağı yaratmak için bütün efendi iyi çocuk yönlerini göstermekte serbest olacaktır.

Serbest olmayı bi tarafa koyalım artık bunlar yapılmalıdır. Büyük kanca geçildikten sonra bir kadına çiçek almanızı tavsiye ederim. Bir kadına çiçek almayı kötülerler hep. Kadınlar çiçek sever ama biz aldık bi işe yaramadı diye ağlarlar.

Gerçektende öyle olur. Bir sürü para verdikleri çiçek heba olur. Sebebi ise çiçeği büyük kancayı geçmeden almış olmalarıdır. Oysa duygusal çıta aşıldıktan sonra alacağınız çiçek kadını çok mutlu edecektir.

Bununla birlikte şunu dahi iddia ederim size. Eğer evi durumu müsaitse o çiçeği kurutup saklayacaktır ( papatya almadıysanız tabi :)

Çok sevdiğim bir söz vardır. “Ayakkabı çıkmadan dostluk başlamaz” bu söz dostluk ilişkilerinin kanca noktasını anlatan bir laftır. Hakikaten de öyledir. Ayakkabı çıkmadan dostluk başlamaz. Birinin evine gitmediyseniz, kapıda ayakkabınızı çıkarmadıysanız, özel alanına , her gece yattığı yere yakınlaşmadıysanız siz gerçek dost değilsiniz.

Dostluğun kanca cümlesi budur. “Ayakkabı çıkmadan dostluk başlamaz”

Gelelim en önemli soruya..

Sosyal ve Duygusal kancaları geçtiğimizi nasıl anlarız ?

Bunun elbetteki en önemli yolu. Yaşadığınız iletişimi gözlemlemektir. Bir çok işaret olabilir.

En temel gösterge ise ilgi göstergeleridir. Grupta yada baş başa iken siz bişi yapmadan da ilgi görüyorsanız. O zaman sosyal kanca geçilmiş demektir. Size özel ilgi varsa duygusal kancayı da geçmişsiniz demektir.

Küçük bir örnek verirsek.

Guruba girdiniz kız sizden rahatsız olmadı ama size ilgide göstermedi. = kanca yok

Kız sizi görünce gülümsedi ilgi gösterdi, siz 3 yan masada birileri ile muhabbet ediyorsunuz = Sosyal kanca geçilmiş

Gülümsedi ilgi gösterdi, siz yan masadayken yanınıza geliyor. Toplu oturulacak yerlerde sizin yanınıza yörenize oturmaya çalışıyor = duygusal kanca da geçilmiş.

Artık yakınlaşmanın, dugusallaşmanın ve kızı kendinize aşık etmenin vakti gelmiş demektir.

Saygılarımla…

JoKeR – 25.03.2010

24 Mart 2010 Çarşamba

Sosyal Ortamda Kendimizi Nasıl Kabullendiririz?

Hayat bazen çok acımasız gelir insana, sosyal ortamda var olmak , var olabilmek ve belirli bir yer edinebilmek zaman zaman gerçekten zorlar insanı. Özellikle gençlikte.

Gençken arkadaşlar daha acımazsızdır. Çevre daha acımasıdır. Bi salaklık yaptığınızda yerden yere vururlar sizi. Mallığınızı her yerde anlatırlar. Bazen sizinle tanışmamış kızlar bile hikayelerinizi duyarlar.

Sosyal ortamda kendimizi nasıl kabullendiririz?

İnsanlar değerli insanlarla , kendilerine değer veren, kendilerine değer katan insanlarla vakit geçirmek isterler.

Küçük bir soru? Şalvarlı biri ile arkadaş olup yanınızda dolaştırır mısınız? Eğer doğuda bi yerlerde yaşamıyorsanız bu soruya cevabınız hayır olacaktır.

Şalvar en kolay görünebilen bi uç örnek iken eğer sizin sosyal şalvarınız var ise kimse sizi yanında dolaştırmak istemez. Peki nedir bu sosyal şalvarlar ?

Birkaç örnek verelim en uç örneklerden başlayarak. Sürekli lekeli tshirtlerle gezen biri, pis kokan biri, çok kötü konuşan biri istenemez.

Peki ya öfkeli biri, öfkesini kontrol edemeyip kavga çıkaran biri ? ister misiniz? İstenemez..

Beraber bir akşam bir şeyler içmeye gidilecekse eğer içip ortalığa kusan bir adamı da kimse istemez. Hesap geldiğinde kendi hesabı 5,50 tuttuğunda 5 atan 12 tuttuğunda 10 atan, 14,50 tuttuğunda 50 krş alacağım var diyen adamı da kimse istemez..

Onu bırakalım da nasıl isteniriz onu bilelim. Aslında dediğim gibi bencil lavuk olmayacan, insanlara bir şeyler katacaksın. Buradaki bir şeyler katmak beleşe iki rutin hikaye anlatmak değil. Eğlenceli olacaksın mesele lafın dinlenir olacak. Birilerine çikolata alacaksın , ne bilim birinin derdi odlumu koşacaksın. Gitar çalacaksın mesela o zaman severler seni. Haksızlığa uğrayan güçlünün yanında güçlüye karşı duracaksın mesela o zaman severler seni.

Sosyal Şalvar ve sevilme hadisesini bir yere koyup en başa dönelim. Sosyal ortam acımasız. Herkes herkesi ezmeye hazır. Özellikle ortada güzel bir kız varsa.

Diğer erkeğin sizi kızın önünde ezme çabası ( pua aleminde ki adı ile GEARlama) ile nasıl mücadele edebileceğimizle ilgili birçok soru aldım. Bir çok kişi bu konu hakkında bir yazı istedi. Aslında uzun süredir yazıp duruyorum ama kimse fark etmiyor.

Çünkü mesele şu. Adamların seni ezememeleri için ezilmicek adam olman lazım. Kaniş köpeğini görüp kızın arkasına saklanıyorsan sosyal ortamda ezerler seni. Cimrilik edersen cimri diye çakarlar. Korkaksan korkak diye sokarlar. Pis isen pissin diye ezerler. Bizans oyunları yapmaya kalkarsan “ senin koyun gütmüşlüğün kadar benim çoban sikmişliğim var” diye suratına çakarlar.

Aynaya bakmayı bileceksin önce. Sosyal aynaya bakacaksın ve soracaksın. İnsanlar beni niye istesin. İnsanlara ne veriyorum. İnsanlar bana ne veriyor. Unutmayın insanların % 90 ı bencil ve kendini düşünen yaratıklarıdır. Elbette önce herkes kendini düşünecek o başka bir şey lakin sadece kendinizi düşünürseniz kaybedersiniz.

Zamanın birinde yazlık gibi bir yere gittim. Tam bir kabus. Kimseyi tanımıyorum oysaki oradaki herkes birbiri ile kanki olmuş. Akşamları oturup bağıra çağıra gitar eğlence vs.. bense kenar da bekliyordum. Bende onların arasında olmak istiyordum.

Genelde yaptığımız en büyük hata isteklerimize odaklanmamızdır. Ben şunu istiyorum, ben bunu istiyorum. Ee bakalım o istiyor mu ? içimden şu soruyu sordum kendime onların beni istemesini nasıl sağlarım. 2 gece balkon oturdum uzaktan onları dinledim. Haklarında bildiğim şeyler birbirlerini uzun zamandır tanıdıkları , eğlenmeyi ve şarabı sevdikleriydi.

Ben kaliteli ve eğlenceli bi adamdım ama “hey ben buraya yeni geldim size takılabilir miyim?” diyemezdim. Deseydim de “off nerden çıktı bu lavuk” diyeceklerine emindim. Düşündüm ve en sonunda fırsatı yakaladım. Yoldan geçen bir adam onlara laf attı ve grubun alfası “öle olmaz bize takılacaksan şarap getircen” dedi. Ampul yanmıştı. Hemen fırlayıp 2 şişe kaliteli çarap kaptım. Ve yanlarına doğru gitmeye başladım. Yüksen enerjim, kendime güvenimle ve sevimli piçliğimle söze giriştim ve tabi ki grubun alfasına konuşmaya başladım.

( burada alfa tahlili önemlidir. Alfa ünvanı en iyi olan değildir. Alfa tahlili önemlidir. Bazen yaşça büyük birine alfa hürmetli davrandığı için alfayı şaşırabilirsiniz)

Selam beyler , buraya 2 gün önce geldim. 2 gecedir balkondan gürültülerinizi dinlemek zorunda kalıyorum ( gülerek) . Çok gürültücüsünüz ve ben gürültücüleri severim. Biraz önce rüşvet olarak şarap istediğiniz duyumunu aldım. İşte rüşvetiniz gürültüye katılabilir miyim? ( sevimli piç modeli ile tabi) ( kollarımı kaldırdım iki elimde iki şişe)

Alfa gülümsedi ve espri ile karşıladı.

-hoş geldin ya hacı, şarapla gelene saygımız sonsuz.

İşte aralarındaydım. Herkesin isimlerini bir kerede öğrendim ve isimleri ile seslenmeye başladım. Bi süre oturduktan sonra bu gecelik bu kadar yeter ilk günden bıktırmayım sizi dedim ve ayrıldım. Aslında canım orda kalmak istiyordu ama yapılması gerekenlerle istekler çeliştiğinde yapılması gerekenleri yapmak gerekiyordu. Bende öyle yaptım.

Canınızın istediğini yapmaya devam ettiğiniz sürece götünüze girer bilginiz olsun. Acı çekmeden hiçbir güzelliği elde edemezsiniz. Çevrenizdekileri kaybetmeye başlıyorsanız git gide sadece 3 ihtimal vardır.

1) Kötü bir insansın.

2) Bencil bir insansın.

3) Çevrendeki herkes kötü

Ve eğer çevrendekileri sen değil de çevrendekiler seni bırakıyorsa o zaman sadece ilk iki şık kalır geriye.

Sosyal başarının ana kuralı bu işte dostlar. İticiliklerini yok edip çekicilikler ekliceksin kendine ve insanların sana iyilik yapmasından sa sen insanlara iyilik yapacaksın. Bencillikten fedakarlığa, cimrilikten cömertliğe, bireysellikten paylaşımcılığa geçeceksin.

Aynaya bakın.. hem dışınıza hem de içinize…

Kazanmak istiyorsanız. Gözünüz açık olsun……

Saygılarımla….

JoKeR – 23.10.2010

22 Mart 2010 Pazartesi

Korkaklar Asla Kazanamaz...

Korku ; Ruh Bilimleri Sözlüğü’nde “Gerçek ya da beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, yürek ve solunum hızlanması gibi belirtileri olan, ya da daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu.” Olarak ifade edilmiştir.

İlk dikkatimizi çekmesi gereken şey şudur ki : “Korku bir duygudur”. Korkarsınız ve bu duygu karşısında harekete geçersiniz.

Korkular hakkında en basit 2 temel ayrım yapılabilir.

1-Fiili Korkular. ( Gerçek ve İşe yarar korkular):

Nedir efendim bu korkular ? Biri bıçak çeker, araba da biri önüne çıkar, deprem olur korkarsın. Adrenalin seviyen yükselir. Bu adrenalin senin daha iyi mücadele etmeni sağlar.

Bizim bu korku ile işimiz yok. Bize faydası olan bir korkudur. Kavgadan falan da korur. Bizi esas ilgilendiren 2. tür korkudur.

2- Manevi Korkular ( Dikkat edilmesi gerekir ) :

Kişisel gelişim, başarı ve mutluluğun önündeki en büyük engel olan korku gurubudur. Korku bir duygudur ve insan duygularını kontrol etmeyi öğrenmelidir. Ehliyet sınavına giren bir insan neden korkar ki? Kullanıyorsan bu arabayı korkma, polisten neden korkarsın ki suçlu değilsen. Bir kızın yanına gidip tanışacaksın ama ya terslerse, terslese ne olacak ki? Rezil olmak mı ? kime?

Kendine saygın varsa senin, kendinin ne olduğunu biliyorsan zaten korkacak bir şeyin kalmamıştır.

Korkular insan hayatını yönlendirir. “Yeniden insan insana” kitabında okuduğum 2 hikaye aklıma geldi. Birinci hikayede iki kız kardeş köpek ısıracak diye korkularını öyle büyütmüşlerdi ki evden çıkmıyorlardı neredeyse. Bir gün evden çıkıp hemen taksiye binmek isterken köpek tarafından ısırılmışlardı. Diğer hikayede ise soğutma vagonu tamircisi soğutma vagonunda kilitli kalıp donarak ölmüştü, işin en ilginç yanı ise soğutma vagonu bozuk olduğu için çalışmıyordu. Yani soğuk olmayan bir yerde korkusundan sıcak yerde vücudunu dondurmayı başarmıştı zavallı adamcağız.

Korkular bizim harekete geçmemizi engeller. Genç yaşlarda insan birinden hoşlandığını bile söylemeye korkar. İlk gençlik dönemlerinde ben de birinden hoşlanmıştım ama karşılık alamamıştım. Söylediğimde benimle dalga geçeceklerini biliyordum ama umurumda değildi. Sevmiştim ben yaa.. gece yatağıma yatar onu hayal ederdim. Tamam belki elini tutamamış belki beline sarılamamış olabilirdim ama seviyordum onu sevgime de engel yoktu ya..

O sıralarda “Orhan Veli” ile ahbaplığım vardı. Bir şiiri geldi aklıma..

Yatağım

Ben ki her akşam yatağımda
Onu düşünüyorum.
Onu sevdiğim müddetçe
Yatağımı da seveceğim....

Evet onu da yatağımı da seviyordum. Korkmadan söyledim sevgimi kalabalık bir ortamda. Dalga geçmeye başladılar benimle. “durun” dedim “ dinleyin..dalga geçiyorsunuz ama size bir soru. Ben sevdim, kalbim onun için attı. Gece yatağımda onu düşündüm. Sevdim ulan sevdim. Karşılık almak başka sevmek başka şimdi size soruyorum sevmekle mi dalga geçiyosunuz”

Way beee.. belki de açtığım en eski serilerden biri idi ama ortamdaki kızların bana bakışları değişmişti. Bir anda haklı demeye başladılar. O gün bugündür korkmadan söyledim sevgimi karşılık alsam da almasam da. Kötü bir şey yapmıyorum ki, suç işlemiyorum ki , neden korkayım..

Eğer doğru bir şey yapıyorsanız korkmanız için bir neden yok. Bir kadına gidip taciz etmeden her şeyi yapmak caizdir. Yeter ki meselenin içinde taciz olmasın.

“Korkunun kendisinden başka korkulacak bir şey yoktur”

ve unutmayın dostlar insanlar yeteneklerini inkar etmeye meyillidir; çünkü var olduğunu söylersek onların kullanmak ve ispat etmek zorunda kalırız. İspat edememe korkusu yanında rezil olma korkusunu getirir. Bir çok insan bütün hayatları boyunca bir şeylerden korktukları için istediklerine ulaşmaz.

Terk edilmekten korkan erkek ezdirir kendisini. Kılıbık olur. Korktukça işler berbat olur. Cesaret karşısında gelecek tepkilerden kaçmak “ rahatlık alanı” içinde sefilce oturmaktır ama asla bir bok olmazsın.

Mustafa Kemal Paşa korkak olsaydı bunlar asla olmazdı. Hayat cesurları sever. Ve hayattaki en büyük risk; risk almamaktır.

KORKULARINIZLA YÜZLEŞİN…

Saygılarımla…

JoKeR – 19.03.2010

Tarz Yaratmak

ş yerine ya da okula gidiyorsunuz. Bir gün binek oto ile, bir gün spor oto ile, bir gün arazi aracı ile bir gün motosiklet ile.. nasıl olur??

Doğal olarak ortamdaki bütün hatunların ve erkeklerin ilgi odağı olursunuz. Böyle bir şeyi yapmayı hepimiz hayal ederiz ancak hiç birimizin mali imkanları buna müsaade etmez. :))

Ancak bu etkinin benzerini ufaktan yaratacak bir etki vardır. Bunu hepimiz kullanabiliriz.

Giyim tarzınızla bunun ufağını nasıl yaratırsınız? Aynı arabaları değişik değişik sürmek gibi , giyim tarzınızda da değişiklikler yaratarak beceririsiniz..

Bir gün takım elbise ile gidersiniz okula, diğer gün rapçi tripleri bol salaş şeyler, diğer gün başka bir tarz. Emin olun diğeri kadar olmasa da insanların ilgisini çekecektir.

Değişik tarzlarda giyindiğinizde elbette sizi ezme (gear) çabaları yüksek olacaktır.

Kafanızda önce şunu canlandırın. Güzel bir kızı bir gün kot falan şık görüyorsunuz diğer gün aynı kız eşofmanlar ve kafada şapka ama iyine bunlar uyumlu tabi, bir başa gün kızı etek ceket gçmlekle görüyorsunuz sonraları miniyi ve yüksek topukları çekmiş, bir başka gün tek parça elbise giymiş vs.. bir gün saçlar topuz bir gün dalgalı bir gün fönlü, hepiniz kıza kilitlenir kalırsınız değil mi ?

İşte erkek olarak da benzerini yapabiliyorsanız inanın insanlar size kilitlenecektir. İlgi odağı olacaksınızdır. Lakin buradaki en sıkıntılı süreç sizi ezme çabaları ve size sataşanlarla mücadele kısmıdır. Dengesiz derler, modayı takip etmemekle suçlarlar hatta abartıp karakteri oturmamış dengesizliği ve kişilik arama çabaları kıyafet seçimine yansıyor diyenler bile çıkacaktır.

Oysa kadınlardan anlayan bir erkek kıyafet konusuna kadınların erkeklere oranla çok daha fazla dikkat ettiklerini bilir. Böyle bir erkek diğer taraftan “ bu gece dayımgillere gidicez” demiyorsa elbetteki kızlar için çekici bir adam olacaktır.

UNUTMAYIN. Her kadın yanında şık bir erkekler gezmek ister. Tahmin bile edemeyeceğiniz kadar etkilidir. Yerel bir ünlülük durumu dahi yaşarsınız. Herkes sizi konuşur. Çok konuşulmak genelde de çok ezik kompleksli adam tarafından saldırıya maruz kalmak anlamına da gelecektir elbet. Ancak siz bunu aşarsınız.

Kadınlar sizi sever..

Siz de kadınları….

Saygılarımla..

JoKeR – 16.03.2010

10 Mart 2010 Çarşamba

Kadınlar Nasıl Erkelerden Hoşlanır? ( Geliştir Kendini)

Kişinin kendini geliştirmesi kadar güzel bir şey yoktur.

“Kaliteli insanlarla takılmak istiyorsanız, önce kendi kalitenizi artırmanız gerekli”

Kıyafetiniz vitrinizdir. Sizi herkes ilk önce dış görünüşünüzle değerlendirir. Bununla birlikte siz de biliyorsunuz ki şık giyinmek başlangıç açısından çok önemli olsa da hiçbir zaman oyunu kazanmanızı sağlamaz.

Birkaç küçük örnek vermek istiyorum. Şık giyindiniz, süper hikayeler biliyorsunuz eğlencelisiniz şöylesiniz böylesiniz. Hep beraber bir tatile gittiniz. Yolda hep etkinsiniz her şey çok güzel. Otele yerleştiniz mayoları giydiniz denize gittiniz. Kızla bikinili şahane ortam. Girdiniz denize biraz gittiniz “hadi bira daha yüzelim” dediler. Siz ben burada iyiyim diyorsunuz. Türlü kıvırma çabaları derken yüzme bilmediğinizi açıklamak zorunda kalıyorsunuz. Makaraya sarılıyorsunuz. Diğer elemanlar derin sularda kızların bikinisinin üstünü kaçırmak gibi şebeklikler yaparken siz sahilden bakıyor olabilirsiniz ne kadar acıklı bir durum değil mi? Yüzme bilmeyen bir alfa erkeği….. ( oysa biliyor olsaydınız bakın bundan sonrasına bilen kendini geliştirmiş bir erkek olarak devam edicem)

Neyse efendim otelin animatörü geliyor dart oynayalım diyor. Başlıyorsunuz darta kazanıyorsunuz ya da zorluyorsunuz önde olan adamlardansınız ( + 1 puan )

Hava kararmaya başlıyor odalara çekilip yemek saatinden önce buluşmak üzere ayrılıyorsunuz. Yemek saatinde şık şıkırdım giyinmiş, saçları yapılı mis gibi parfüm kokan bir halde iniyorsunuz ( +1 puan ) hep beraber yemeğe oturacaksınız. Açık büfede sıradasınız bi sürü çatal kaşık modeli var. Alıyosunuz çatalı bıçağı oturuyorsunuz masaya. Diğer elemanlardan biri görgüsüzce bir açgözlülükle tabağını ağzına kadar doldurmuş, ağzını şapırdatarak, çorbayı höpürdeterek yemek yiyor ( -1 puan) , bir başka elaman “ anaa şarzım bitiyo annemgili arayacaktım” diyor ( -1 puan ) , bir başka eleman düzgün yemek yese , türkçeyi düzgün konuşsa da aldığı bıçakla dalga geçiyor. “ ulen 5 yıldızlı otele geldik bıçakları bile garip şuna bak ortadan yamulmuş bu bıçak” diyor. Siz ise sakin bir ses tonu ile “ bıçak yamulmamış dostum sen yanlış bıçak almışsın o elindeki balık bıçağı” diyorsunuz . ( +1 puan)

Yemeyken kalkılıyor derken gece eğlence faslı başlıyor. Mekana gidiliyor. Eğleniyorsunuz gülüyorsunuz derken DJ salsa müziği çalmaya başlıyor. Ortamda ki kızlardan biri bi ara salsa eğitimi almış “keşke bilen olsa diyor” davet ediyorsunuz hanımefendiyi birkaç keyifli salsa figürü yapıyorsunuz. ( + 1 puan ). O gece her şey dahil sistem gereği alkol imkanı sınırsız olduğundan bazı erkek arkadaşlar imansızca içiyor fazlaca sarhoş olmaları bir yana ortalığa kusuyor ( -50 puan ). Yine de anlayışla karşılayıp adamı odasına götürüp yatırıyorsunuz. ( + x puan ).

Ertesi sabah oluyor. Kahvaltı havuz derken haydi bugün dışarıda gezelim deniyor. Gezerken motorsikletleri görüyorsunuz çok keyifli. Kiralama fikri doğuyor birden hoppidi giriyorsunuz “rental Office” denen yere. O da ne ehliyetiniz yoksa kiralayamazsınız diyor müşteri temsilcisi ,diğer elemanlar birbirine bakarken benim var diye uzatıyorsunuz ( + x puan ) belki ortama uymak için kiralamıyorsunuz ama belki de bunun bir fırsat olduğunu görüp kiralıyorsunuz tek motor sizde ve bütün kızlar motora binmek istiyor. İstediğiniz kızı bindiriyorsunuz arkanıza ve sarılıyor size ( bilmem ki kaç puan )

Bir sonraki gün yamaç paraşütü yapma imkanı doğuyor , bi eleman hemen oki diyor ( puanı o kaptı pu sefer ) sizde ortama uyuyorsunuz ama bi arkadaş imkan yok tırsıyor ( tırsak alfa 1 bilmem kaç puan )

2-3 gündür nete girilmemiş, herkes laptopu yanında getirmiş ama nete girmeyi beceremiyorlar diyelim siz insanların bilgisayarlarını nete bağlıyorsunuz ( + x puan )

ertesi gün şarap gecesi var. Şarap içerken ezberden birkaç hayam rubaisi okuyorsunuz ( + x puan ) plajda birileri gitar çalıyor gruba girdiniz muhabbet derken müsaade isteyip gitarla 2 parça da siz çalıyorsunuz ( + x puan )

geri dönüş zamanı gelmiş, bencil herifler kendi kıçlarının derdindeyken ortamdaki tüm kızların bavulları ile ilgileniyor gerektiğinde onlara yardım ediyorsunuz ( + x puan )

geri dönüş yolundasınız bir yerde mola veriliyor. Buranın “menemeni süperdir” tavsiye ederim diyorsunuz ( + x puan ) oradaki elemanlardan biri “ harbi mi ben melemene bayılırım” diyor ( melemen dedi – x puan)

Bu ve benzeri bir çok şey. Olaylar ve durumlar eşliğinde kendini belli edecektir. İmkan olsaydı isterdim bu işler çok kolaydır. 2 hikaye ezberleyin hemen kızları tavlayın diye ama maalesef diyemiyorum.

Bütün artı ve eksi puanlar toplanır. En çok puanı alan erkek kadını seçme hakkını elde eder.

Kendinizi geliştirdiğiniz sürece ( + ) puanlar sizin olacaktır. Kendinize değer kattığınız sürece daha çekici kızlar sizi beğenecektir.

Kadınla söz konusu olduğunda iki temel gerçek vardır.

1- Kendini İyi Geliştir.

2- Kendini İyi Pazarla..

Saygılarımla…

JoKeR – 03.03.2010

Bir İlişki Nasıl yürütülür ( Gerçeğinizle Yüzleşin )

Kadınların nasıl erkeklerden hoşlandığını açıkladığım bir yazım var ilginçtir ki o yazı sade baştan çıkarma etkileme ve ilgi çekme kısımları için gerekli olanları içeriyor. Bununla birlikte yeterli çekicilik düzeyi ile birlikte ilişki başladığında sizin ( + x ) puanlarınız çok da bir işe yaramıyor.

Yüzme biliyor olmanız ya da iyi dans ediyor olmanız asla ilişkide mutlu olmanızı sağlamıyor. İlişkinin dinamikleri bambaşka. Şimdi biraz da ilişkiyi inceleyelim.

Plan 1 sahne 1

Ve ilişki başlar….

İlk kez romantik bir şekilde öpüşülmüştür, el ele geziliyordur. Hikayeler azalır. İlişkinin özü bir birine değer vermek ve tensel yakınlaşmadır. İnsanların en büyük dertlerinden biri sevilmekle birlikte değer verilmek ve önemli olmaktır. Değerli olmak ister iki tarafta.

Buluşalım denir yarın saat bilmem kaçta. Kılık kıyafet burada da önemini korumaktadır. Çifler doğaları gereği fiziksel çekiciliği olan partnerlerle beraber olmak isterler. Saat 15 de buluşmak üzere anlaşılır. Buluşmaya birisi geç gelir ( - x puan) . bekletilmek elbetteki kötüdür. Bir yerlerde dikilmek herkesin sinirini bozacaktır. Geç kalacak kişi cep telefonu olan bir çağda en azından geç kalacağını haber vermelidir. Haber vermeden dikiltmek iki taraf içimde olumsuzluktur. Zeka ve empati yetenekleri çok fazla sorgulanır ilişkinin içinde.

Kızı araba ile alacaksan ve geleceğin yolu söylemişsen. Kızı alacağın yere geldiğinde kız yolun karşı tarafında bekliyorsa zekasının memeleri kadar güzel olmadığını fark edersin ve için acır. Kız bir ( - ) puan almıştır. Aynı şekilde nerden geleceğini tarif edememişsen. Arabayla yanaşamamışsan kızı muallakta bırakmışsan bu çekici ve bilgili adamın beceriksizliği ve salaklığı kızın canını çok sıkacaktır.

Unutmayalım. Erkekler kendilerinden daha az zeki kızlara katlanabilirlerse de , kadınlar için kendinden salak bir erkekle beraber olmak bir işkencedir.

Sonra buluşursunuz. Yemek yemeye karar verirsiniz. Menü den 10 saat yamak seçemeyen, kararsız insanlar delirtir yine. Arkadan sinemaya gidilecektir. Biri komedi isterken biri korku filmi istiyor olabilir. Tarzlar bu kadar uyuşmak zorunda değildir elbet. Sen kızın istediğine gidersin, bir sonra ki sefer yine kızın istediğine gidersin ve hep kızın istediğine gidersin. Kafanda sorular başlar. “ bencil bir orospu” ile mi beraberim diye..

Bencillik ve fedakarlık dengesi ilişkilerin gidişatını belirleyen en önemli unsurlardan biridir.

Hesap ödeme gerilimleri ise ayrı bir derttir. Cebinde akrep olan bir cimri adam berbat bir adamdır ve hesabı erkek öder mantığında ki ruhu orospular ise apayrı bir çile.

Paraya karşı olan tutum, cimrilik- cömertlik dengesi, kim neyi ne kadar öder bir başka ayağıdır ilişki masasının.

Plan 2 sahne 2

Bir başka buluşma…

Sözleşilen saatte buluşulmuştur. Kişilerden biri havalarda uçuyordur sevinçten. Belki finalden 100 almış, belki iş başvurusu kabul edilmiştir. Diğeri ise halasının kanser olduğunu öğrenmiştir. Kısa bi tebrikten sonra gitmesi gerektiğini söyler. O halasının yanında ağlarken diğeri başka arkadaşları ile kutlamaya gidiyorsa. Ben o ilişkinin de kutlamaya gideninde “taa amına koyim” derim. İlişki fedakarlıktır. İlişki paylaşmaktır. İlişki destek olmaktır. İlişki sevmektir ve sevgi güven ister.

Sevdiğinin derdine ortak olamıyorsan kendi götünü düşünüyorsan şerefsizin birisin. Sen düzgünsün ama o değil koy götüne tekmeyi salla gitsin öylesini de

Paylaşabilme yeteneği ilişkinin geleceğini belirleyen önemli unsurlardan biridir.

Plan 3 Sahne 3

Kıskançlık Krizleri..

İlişkilerin kalitesini belirleyen süreçlerden birisi de kıskançlık düzeyinizdir. Bir takım erkekler hatununuza yanaşacaktır emin olun. Kıskançlık krizleri ile sevgilisini bunaltan adam kaybetmeye mahkumdur. Aynı şekilde kadın da. Sevgiyi belli edecek şekilde hafif bir kıskançlık maruz görülebilir ancak psikopata bağlayan. Mesajları karıştıran her telefona kim o diyen bir ilişki sürse dahi biliniz ki sağlıklı bir ilişki değildir. Kızın kıyafetlerine açık saçık diye karışan adam bi boka yaramadığı gibi “onamı baktın , buna biye baktın” diye cırlayan salak karılarda bi boka yaramaz.

Kıskançlık şirin ve sevimli olduğu sürece güzeldir. Yoksa bir ilişki katilidir.

Plan 4 Sahne 4

Öfke Kontrolü….

Ne kadar çabalarsanız çabalayın mayaları birbirinden farklı olan iki yaratık bir arada yaşamaya gayret ettiği için elbette sinirler bozulacak , gerilim artacak ve kavgalar çıkacaktır. Bu kavgalar esnasında öfkenizi ayarlamanız çok önemlidir. Bazı adamlar vardır sinirlenir ve kızı sokak ortasında bırakır gider. Bazı kadınlar vardır sokak ortasında erkeğe bağırırlar. Bu ve benzer durumlar da öfkenizi kontrol etmeniz önemli. Öfke kontrolü demek karşı tarafa bir tepki göstermemek değildir. Örneğin arkadaş ortamında kız seni delirtir beklersin araba da yada eve gidince bağıra çağıra fırçanı çekersin. Bağırma demiyorum, fırça çekme de demiyorum. Sadece yerinde ve dozajında diyorum.

Öfkesini kontrol edemeyen, aşırı davrananlar kaybetmeye mahkumdur.

Plan 5 Sahne 7

Yatakta…..

Tensel temas ilişkinin sağlığı açısından kaçınılmazdır. Bu her pozisyonda porno film çevirmek anlamına gelmiyor elbet. Sarılmak , okşamak, öpüşmek ve elbette seks. Buradaki uyum çok önemlidir. Zorlayı tavırlar sergileyen erkek çekilir çile değildir. Mağazanın vitrin mankeni gibi sırt üstü yatan bir kadını da kimse istemez. “Ay Oral yapmam, oy doggy yapmam o pozisyon kadını aşağılıyor” falan diyen kadın adamı soğuttuğu gibi. “Ön sevişme” ve “son sevişme” ile ilgilenmeyen erkek de kendinden soğutur kadını.

Final Planı

Tutarlılık…

İlişkinin sağlıklı bir şekilde yürümesi için gerekli olanlar bunlar değil elbette. Bu ve bunun gibi temel bir çok kavram daha eklenebilir. Sadece temel kavramlara değinerek bir kadına çekici gelmek ile onunla ilişki yaratmak arasındaki farkı gösterebilmekti esas amaç.

Hepsinden öte bir ilişkinin en önemli kısmı “tutarlı olmak”. Tutarlılık ilişkinin temelidir. Tutarlı olmadığında üstüne ne inşa edersen et yalan dolan olur. Kendinle çeliştikçe kadının gözünde biteceğin gibi , kadında kendisi ile çeliştikçe basitleşir ve değerini kaybeder.

Nedir Tutarlılık ?

Dediğin, düşüncelerin ve yaptıklarının birbiri ile uyumlu olmasıdır. Cimrilere laf edip 3 krşun hesabını yapan adam tutarlı değildir. Havyan sevgisinden bahsedip ben evime köpek sokmam diyen insan da tutarlı değildir. Cinsellikte özgür ve sınırsız olunmalı diyorsan eğer hatun senin kıçına parmak atmak istediğinde sapık demeyecen. Hani özgür ve sınırsızdık. Randevulara sadakatten bahsedip geçikmeyecen. Modernim ayağına yatıp etek boyuna kudurmıcan. Kaçıncı yüzyıldayız bekaret mi kaldı deyip 3 gün sonra bakire kızları övücü bi lafı ağzından kaçırmıcan. İyi insan olmaktan bahsedip biri senden bi iyilik istediğinde öfleyip pöflemicen.

Tutarsızlık yakalanır ve en tehlikeli şeydir. Boş atıp dolu tutmaya çalışmayın.

Tutarlı olun, cömert olun, şefkatli olun, sevecen olun, hayvan sever olun, iyi olun, paylaşımcı olun, anlayışlı olun, destek olun, seksi olun, esprili olun..

Kısaca adam olun ve düzgün kadını aramaktan vazgeçmeyin…..

Saygılarımla…..

JoKeR - 08.03.2010